Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

çelme takmak

  • 1 çelme takmak

    аяк чалу

    Türkçe-Tatarca sözlük > çelme takmak

  • 2 çelme takmak

    v. trip up, trip

    Turkish-English dictionary > çelme takmak

  • 3 çelme takmak

    елъэбгъоон/ елъэбгъуэуэн, елъэкIэон/ елъэщIэуэн

    Турецко-адыгский словарь > çelme takmak

  • 4 çelme takmak

    to trip up

    İngilizce Sözlük Türkçe > çelme takmak

  • 5 ayağına çelme takmak

    to trip up

    İngilizce Sözlük Türkçe > ayağına çelme takmak

  • 6 çelme

    1) косы́нка (для головы)
    2) подно́жка; заце́п (ногой)

    - a çelme atmak или -a çelme takmak — а) подста́вить но́гу, дать подно́жку кому; б) перен. подста́вить но́жку кому

    birbirlerine çelme takmak — подставля́ть друг дру́гу но́жку

    ayak çelme — подно́жка, подсе́чка (в борьбе и т. п.)

    içten çelme — заце́п изнутри́ (в борьбе)

    çelme yemek — претерпева́ть уда́ры (судьбы), испы́тывать превра́тности (судьбы); натыка́ться на препя́тствия в чём

    Büyük Türk-Rus Sözlük > çelme

  • 7 çelme

    çelme: b-ne çelme atmak (oder takmak), b-ni çelmelemek jemandem ein Bein stellen

    Türkçe-Almanca sözlük > çelme

  • 8 çelme

    çelme s
    2) birine \çelme atmak [o takmak] jdm ein Bein stellen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > çelme

  • 9 çelme

    1) подно́жка

    çelme atmak / takmak — дать подно́жку, подста́вить но́гу тж. перен.

    2) косы́нка

    Türkçe-rusça sözlük > çelme

  • 10 çelme

    tripping (someone) (with one´s foot). - atmak/takmak /a/ 1. to trip (someone) (with one´s foot). 2. to sabotage, undercut (someone, a project).

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > çelme

  • 11 υποσκελίζω

    çelme takmak

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > υποσκελίζω

  • 12 trip up

    çelme takmak
    * * *
    yanılt

    English-Turkish dictionary > trip up

  • 13 trip

    çelme takmak, sendeletmek; tökezlemek, sendelemek, takilmak; hata yapmak; (up ile) hata yaptirmak, yaniltmak; sekmek, seke seke gitmek

    English to Turkish dictionary > trip

  • 14 аяк чалу

    1. çelme takmak
    2. çelme, çelme takmak

    Татарча-Төрекчә сүзлек > аяк чалу

  • 15 подножка

    ж
    1) (вагона, трамвая и т. п.) basamak (-ğı)
    2) ( удар ногой) çelme

    дать подно́жку кому-л. — birine çelme takmak / atmak, birini çelmelemek

    Русско-турецкий словарь > подножка

  • 16 trip

    n. gezi, gezinti, seyahat, yolculuk, tökezleme, sürçme, çelme, sekme, hata, hafif ve hızlı yürüme, kastanyola, uyuşturucunun etkisinde olma, uçma (uyuşturucu ile)
    ————————
    v. sekmek, tökezlemek, ayağı takılmak, sürçmek, hata yapmak, çelme takmak, düşürmek (birıni)
    * * *
    1. sendeleyerek yürü (v.) 2. gezi (n.)
    * * *
    [trip] 1. past tense, past participle - tripped; verb
    1) ((often with up or over) to (cause to) catch one's foot and stumble or fall: She tripped and fell; She tripped over the carpet.) tökezlemek, ayağı takılmak
    2) (to walk with short, light steps: She tripped happily along the road.) sekerek yürümek
    2. noun
    (a journey or tour: She went on / took a trip to Paris.) seyahat, gezi

    English-Turkish dictionary > trip

  • 17 ayak

    "1. foot. 2. leg. 3. base, pedestal, footing. 4. treadle (of a sewing machine). 5. shaft (of a loom). 6. tributary. 7. outlet (of a lake). 8. step (in stairs). 9. gait, pace. 10. folk poetry rhyme; rhyme word. 11. foot (measure). 12. intersection between two lines or between a line and a plane. -ta 1. standing, on one´s feet. 2. excited, aroused. 3. med. ambulatory. -tan (satış) (selling meat) on the hoof (as opposed to butchered meat). -ını alamamak 1. /dan/ to be unable to refrain (from). 2. to be unable to use one´s feet (because of pains or because they have gone asleep). -ı alışmak /a/ to make a habit of going to. -ını altına almak to sit on one´s leg. -ının altına almak /ı/ 1. to beat, give a beating (to), thrash. 2. to ignore, transgress, violate. 3. to push aside (something useful). -lar altına almak /ı/ to trample on, disregard. -ının altına karpuz kabuğu koymak /ın/ to scheme to get (someone) fired. -ının altında olmak (for a view) to be spread out beneath one. -ının/-larının altını öpeyim. colloq. For God´s sake. - atmak 1. /a/ to go (to) for the first time. 2. to take a step. - atmamak /a/ not to go to; to stay away from. - ayak üstüne atmak to cross one´s legs. - bağı 1. impediment, hindrance, hobble, fetter. 2. person who creates an obligation and responsibility. -ının bağını çözmek /ın/ 1. to divorce (one´s wife). 2. to free (someone) to act. -ına bağ olmak /ın/ to hinder (one). -ına bağ vurmak/-ını bağlamak /ın/ to hinder. - basmak /a/ 1. to arrive (at), enter. 2. to begin, enter, start (a job). - basmamak /a/ not to go to; to stay away from. -lar baş, başlar ayak oldu. colloq. The first have become last, the last first./The social order is reversed and upstarts are in charge. - bileği 1. ankle. 2. anat. tarsus. -ları birbirine dolaşmak to stumble over one´s own feet. -ına çabuk quick, quick to come and go. -ını çabuk tutmak to hurry, walk quickly. -ına çağırmak /ı/ to call (someone) into one´s presence. -ını çekmek /dan/ to stop going to (a place). -ına çelme takmak /ın/ 1. to trip up. 2. to prevent (another´s) success. -ını çıkarmak to take off one´s shoes. - değiştirmek to get into step by changing one´s foot (in marching). -ını denk/tetik almak to be on one´s guard. -ını denk basmak to be careful, be wary. - diremek to insist, put one´s foot down. -ına dolanmak/dolaşmak 1. to crowd around and create confusion. 2. /ın/ to obstruct. 3. to boomerang, recoil on oneself. -ı dolaşmak 1. to trip over one´s own feet. 2. to get flustered and do something wrong. -ları dolaşmak to trip on one´s feet, get one´s feet tangled up. -ında donu yok, fesleğen ister/takar başına. colloq. She likes to show off regardless of her poverty. -ta duramama astasia. -ta durmak to stand, remain standing. -a düşmek to have outsiders meddling in (a matter). -ı düşmek /a/ to drop in on (a place, a house), visit while passing by. -ına düşmek /ın/ to beg, implore. -ı düze basmak to get over the hard part of something. -a fırlamak to jump to one´s feet. - freni foot brake. -ına geçirmek /ı/ to pull on (one´s trousers). -ına (kadar) gelmek /ın/ 1. to make (someone) a personal visit (as an act of deference). 2. (for any desired thing) to come to (one) by itself. -ları geri geri gitmek to go reluctantly, drag one´s feet. -ına getirmek /ı/ to have (something or someone) brought to one. -ına gitmek /ın/ to make (someone) a personal visit (as an act of deference). -ını giymek to put on one´s shoes. (kendi) -ı ile gelmek 1. to come on one´s own initiative. 2. to fall into one´s lap. -ına ip takmak /ın/ to backbite. - işi errands and small deeds. - izi footprint. -a kaldırmak /ı/ 1. to upset, excite (a group). 2. to incite, stir up (a group) to rebellion. -a kalkmak 1. to stand up, get up, rise to one´s feet. 2. to recover and get out of bed. 3. to get excited, be aroused. -ta kalmak 1. to be left without a seat. 2. to remain standing; to have lasted. -ına/-larına kara su/ sular inme

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ayak

  • 18 подставлять

    несов.; сов. - подста́вить
    1) (подо что-л.) altına koymak / yerleştirmek
    2) ( придвигать) çekmek

    к на́шему сто́лику подста́вили еще оди́н — masamıza bir masa daha eklediler

    официа́нт подста́вил ей стул — garson oturacağı sandalyeyi altına sürdü

    3) vermek; uzatmak

    подставля́ть кому-л. плечо́ — birine omuz vermek

    подставля́ть щёку — yanağını uzatmak

    4) ( лишать всякой защиты) açık / savunmasız bırakmak
    ••

    подста́вить но́жку кому-л. — birine çelme takmak; перен. birinin ayağının altına karpuz kabuğu koymak

    Русско-турецкий словарь > подставлять

  • 19 Bein

    Bein n <Beins; Beine> bacak; (Stuhlbein, Tischbein) ayak; (Hosenbein) paça;
    jemandem ein Bein stellen b-ne çelme takmak;
    sich (D) die Beine vertreten (biraz) yürüyüş yapmak;
    sich auf die Beine machen yola koyulmak; kalkmak;
    fam jemandem Beine machen b-ni sıkıştırmak; işe koşmak;
    wieder auf den Beinen sein tekrar ayağa kalkmak;
    fig auf eigenen Beinen stehen kendi geçimini kendi kazanmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Bein

  • 20 nachhaken

    nach|haken
    vi
    1) ( fam) sözünü keserek bir soru daha sormak, bir kez daha sorup soruşturmak;
    bei jdm ( mit einer Frage) \nachhaken (bir soru ile) birinin sözünü keserek bir kez daha bilgi istemek
    2) sport ( Fußball) çelme takmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > nachhaken

См. также в других словарях:

  • ayağına çelme takmak — 1) biri yürürken ayakları arasına ayak uzatıp düşürmek 2) mec. birinin işinde yükselmesine engel olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelme atmak (veya takmak) — 1) (birine) çelme ile yıkmaya çalışmak Bir keresinde de karısı şişman kocasına ustalıkla bir çelme attı. H. Taner 2) mec. (birine) bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelme — is. 1) Çelmek işi 2) Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma Bir itişme, bir bakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Arkadan hafifçe bağlanan baş örtüsü Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelmelemek — i 1) Çelme takmak Hademelerden biri odaya lamba getirirken Mebrure bahçeye fırladı, birbirini çelmeleyen adımlarla, istediği hâlde koşmaya muvaffak olamayarak sokağa yürüdü. P. Safa 2) mec. Bir iş veya kimseyi engellemek 3) mec. Bir işi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bağdalamak — i, hlk. 1) Düşürmek için ayağını birinin ayaklarına takmak, çelme atmak 2) sp. Güreşte rakibe ayak sarması takmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»